30 Eylül 2006

Dış Ticaret Rakamları


Geçici verilere göre 2006 yılı Ağustos ayında geçen yılın aynı ayına göre ihracat yüzde 19,4 oranında artarak 6 milyar 631 milyon dolar, ithalat yüzde 15,6 oranında artarak 11 milyar 870 milyon dolar olarak gerçekleşti.

Türkiye İstatistik Kurumu'ndan yapılan açıklamaya göre aynı dönemde dış ticaret açığı ise yüzde 11 oranında artarak 4 milyar 719 milyon dolardan 5 milyar 240 milyon dolara yükseldi. Yılın ilk 8 aylık dönemine bakıldığında ise dış ticaret açığı geçen yılın aynı dönemine göre 25.9'luk artışla 35.6 milyar dolara ulaştı.

Açıklamada şu bilgiler verildi: "2005 Ağustos ayında yüzde 54,1 olan ihracatın ithalatı karşılama oranı, 2006 Ağustos ayında yüzde 55,9 olarak gerçekleşmiştir. 2006 Ocak - Ağustos döneminde 2005 yılının aynı dönemine göre ihracat yüzde 14,1 artarak 53.276 Milyon Dolar ithalat ise yüzde 18,5 artarak 88.862 Milyon Dolar olarak gerçekleşmiştir. 2005 Ocak-Ağustos döneminde 28.262 Milyon Dolar olan dış ticaret açığı, 2006 yılı Ocak-Ağustos döneminde yüzde 25,9 oranında artarak 35.586 Milyon Dolara yükselmiştir.

2006 Ocak-Ağustos döneminde de Avrupa Birliği’nin (AB) ihracattaki ağırlığı devam etmektedir. Geçen yılın aynı dönemine göre AB ülkelerine yapılan ihracat yüzde 14,4 artarak 27.775 Milyon Dolar seviyesinde gerçekleşmiştir. Toplam ihracat içinde AB ülkelerinin payı yüzde 52,1, Türkiye Serbest Bölgelerinin payı yüzde 3,6, Diğer ülkelerin payı ise yüzde 44,3 olmuştur.

2006 Ocak-Ağustos döneminde en fazla ihracat yapılan ülke 6.127 Milyon Dolarla Almanya olmuştur. Geçen yılın aynı dönemine göre bu ülkeye gerçekleştirilen ihracat yüzde 1,5 artmıştır. 2006 Ağustos ayında Almanya’ya yapılan ihracat yüzde 0,9 artarak 727 Milyon Dolar olmuştur. Ağustos ayında Almanya’yı sırasıyla İngiltere (519 Milyon Dolar), Amerika Birleşik Devletleri (403 Milyon Dolar), İtalya (396 Milyon Dolar), ve Fransa (328 Milyon Dolar) izlemiştir.

2006 Ocak-Ağustos döneminde ithalatın yüzde 39,9’u Avrupa Birliği ülkelerinden yapılmıştır (35.498 Milyon Dolar). AB’ye dahil olmayan diğer Avrupa ülkelerinden 18.927 Milyon Dolar, Asya ülkelerinden 23.154 Milyon Dolar ve Türkiye Serbest Bölgelerinden ise 573 Milyon Dolar ithalat yapılmıştır.

2006 Ağustos ayında en fazla ithalat yapılan ülke Rusya Federasyonu’dur (1.522 Milyon Dolar). Bu ülkeyi Almanya (1.273 Milyon Dolar), Çin (835 Milyon Dolar), İtalya (787 Milyon Dolar) ve İran (544 Milyon Dolar) izlemiştir. 2006 Ocak-Ağustos döneminde fasıllar bazında en büyük ihracat kalemi Kara taşıtları ve bunların aksam, parçaları (7.445 Milyon Dolar) olurken, bu fasılı örme giyim eşyası (4.546 Milyon Dolar), makinalar, mekanik cihazlar, kazanlar, aksam ve parçaları (3.989 Milyon Dolar) izlemiştir."

KAYNAK: TÜİK

27 Eylül 2006

Para Politikası Kurulu Toplantısı

Para Politikası Kurulu (PPK), kısa vadeli faiz oranlarını değiştirmedi. Buna göre, gecelik borçlanma faiz oranı yüzde 17,50'de kaldı.

Merkez Bankası'ndan Para Politikası Kurulu kararına ilişkin yapılan açıklamada, son dönemde açıklanan verilerin enflasyon görünümündeki kısmi iyileşmenin sürdüğüne işaret ettiğine dikkat çekilerek, öncü göstergelerin, Bankanın toplam talepte bir yavaşlama görüleceği ancak bunun keskin olmayacağı görüşünü desteklediği belirtildi.

İç talebe ilişkin göstergelerin dikkate değer bir yavaşlamaya işaret ederken, dış talebin göreli olarak güçlü seyrettiği bildirilen açıklamada, şöyle denildi:

''Merkez Bankası'nın Haziran ayı içinde aldığı tedbirler ve süregelen kararlı duruşu sonrasında enflasyon beklentilerinde gözlenen iyileşme Eylül ayında devam etmiştir. Bunun yanı sıra, enflasyonun geçtiğimiz bir yıl içinde yükselmesinde önemli pay sahibi olan enerji, işlenmemiş gıda, alkollü içecekler-tütün ve altın gibi kalemlerdeki fiyat artışlarının son dönemde yavaşlaması yıllık enflasyon rakamlarına olumlu olarak yansımaktadır. Ancak, orta vadeli enflasyon beklentilerinin henüz hedeflerle uyumlu düzeylere ulaşmış olmaması ve küresel ekonomideki veri akışına paralel olarak gerek emtia fiyatları gerekse uluslararası likidite koşullarına ilişkin belirsizliklerin devam etmesi, orta vadeli perspektifte ihtiyatlı olma gereğini de beraberinde getirmektedir.''

Para Politikası Kurulu, bu gelişmeler ışığında 2007 yılı sonunda hedefe yakınsanabilmesi için temkinli duruşun bir süre daha devam etmesinin gerektiği değerlendirmesini yaptı.

25 Eylül 2006

Beklenti Anketi (Eylül 2. Dönem)

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası tarafından her ay içinde iki defa yapılan beklenti anketlerinin 2006 Eylül ayı içindeki 2. anketi sonuçlandı. Beklenti anketinde TÜFE'de beklentiler aşağı dönerken, faiz ve cari açık tahminleri bir miktar arttı.

Ankette ay sonu TÜFE beklentisi yüzde 0.98, gelecek ayın TÜFE beklentisi de yüzde 1.12 olarak tahmin edilirken, 2006 yılı sonundaki TÜFE beklentisi ise yüzde 9.77'den yüzde 9.63'e, gelecek 12 aylık dönemdeki TÜFE beklentisi yüzde 7.62'den yüzde 7.54'e geriledi. 24 ay sonrasının TÜFE tahmini de bu ankette yüzde 5.91'den yüzde 5.99'a çıktı. Ankette iki ay sonrasının TÜFE beklentisi ise yüzde 0.94 olarak tahmin edildi.

Bileşik faiz oranlarıyla ilgili beklentilerde enflasyona paralel bir seyirde. Gelecek 3. ayın altı aylık Hazine Bonosu ihalesi yıllık bileşik faiz oranı beklentisi yüzde 19.32'den yüzde 19.70'e, gelecek 12. ayın altı aylık Hazine Bonosu ihalesi yıllık bileşik faiz oranı beklentisi ise yüzde 16.49'dan yüzde 16.65'e, gelecek 3. ayın 5 yıl vadeli, 6 ayda bir sabit kupon ödemeli YTL cinsi Devlet Tahvili ihalesi yıllık bileşik faiz oranı beklentisi yüzde 18.35'ten yüzde 18.69'a çıktı. Gelecek 12. ayın 5 yıl vadeli, 6 ayda bir sabit kupon ödemeli YTL cinsi Devlet Tahvili ihalesi yıllık bileşik faiz oranı beklentisi de yüzde 16.28 olarak sabit kaldı.

Dolar kurunda tahminler ay sonunda 1.4718 YTL'den 1.4734 YTL'ye çıkarken, yılsonunda ise beklentiler 1.5269 YTL'den 1.5231 YTL'ye geriledi. Gelecek 12 ay sonundaki Dolar kuru beklentisi de 1.5943 YTL'den 1.5925 YTL'ye çıktı. Cari açıkta ise yıl sonu beklentisi 27.1 milyar dolardan 27.8 milyar dolara çıktı.

KAYNAK: TCMB

20 Eylül 2006

İşsizlik Oranları


Türkiye genelinde işsiz sayısı Mayıs-Temmuz döneminde geçen yılın aynı dönemine göre 60 bin kişi azalarak 2 milyon 245 bin kişiye düştü. İşsizlik oranı ise 0,3 puanlık azalışla yüzde 8,8 seviyesinde gerçekleşti. Türkiye İstatistik Kurumu'ndan yapılan açıklamaya göre, Kentsel yerlerde işsizlik oranı 1 puanlık azalışla yüzde 11,2 olarak gerçekleşirken, kırsal yerlerde 0,6 puanlık artışla yüzde 5,5 oldu.

Açıklamada şu bilgiler verildi: "Haziran 2006 döneminde çalışma çağındaki nüfus geçen yılın aynı dönemine göre 870 bin kişi artmıştır. 2006 yılı Haziran döneminde Türkiye'de kurumsal olmayan sivil nüfus bir önceki yılın aynı dönemine göre 1 milyon 9 bin kişilik bir artış ile 72 milyon 567 bin kişiye ulaşırken, kurumsal olmayan çalışma çağındaki nüfus 870 bin kişi artarak 51 milyon 647 bin kişiye ulaşmıştır.

2006 yılı Haziran döneminde istihdam edilenlerin sayısı, geçen yılın aynı dönemine göre 142 bin kişi artarak, 23 milyon 200 bin kişiye ulaşmıştır. Bu dönemde tarım sektöründe çalışan sayısı 715 bin kişi azalmış, buna karşın tarım dışı sektörlerde çalışan sayısı 857 bin kişi artmıştır.

Haziran 2006 döneminde istihdam edilenlerin yüzde 29,2'si tarım, yüzde 18,8'i sanayi, yüzde 6,1'i inşaat, yüzde 45,9'u ise hizmetler sektöründedir. Önceki yılın aynı dönemi ile karşılaştırıldığında, tarım sektöründeki istihdamın 3,3 puan azaldığı, buna karşılık hizmetler sektörü istihdamının ise 2,5 puan arttığı görülmektedir. Türkiye'de tarım dışı işsizlik oranı geçen yılın aynı dönemine göre 1 puanlık bir düşüşle yüzde 11,5 olarak gerçekleşmiştir. Bu oran erkeklerde geçen yılın aynı dönemine göre 0,9 puanlık düşüşle yüzde 10,3, kadınlarda 1,7 puanlık düşüşle yüzde 16,5 olmuştur. Bu dönemdeki işsizlerin yüzde 72,5'i erkek nüfus, yüzde 57,3'ü lise altı eğitimli, yüzde 37,5'i bir yıl ve daha uzun süredir iş aramaktadır.

İşsizler sıklıkla (yüzde 30,2) "eş-dost" vasıtasıyla iş aramaktadır, yüzde 79,4'ü (1 milyon 783 bin kişi) daha önce bir işte çalışmıştır. Daha önce bir işte çalışmış olan işsizlerin yüzde 48,6'sı "hizmetler", yüzde 26,9'u "sanayi", yüzde 15,8’i "inşaat", yüzde 8,7’si ise "tarım" sektöründe çalışmıştır.

Bu dönemde erkeklerin işgücüne katılım oranının en yüksek olduğu yaş grubu 30-34 iken (yüzde 95,9), kadınların işgücüne katılımının en yüksek olduğu yaş grubu 25-29’dur (yüzde 34,4). Erkeklerin işgücüne katılımı, yüksek öğrenimin tamamlanması ile artmakta ve 45 yaşına kadar nüfusa paralel olarak aynı düzeyde kalmaktadır. Kadınlarda ise işgücüne katılım, nüfusun oldukça gerisinde kalmaktadır. Gerek erkeklerde, gerekse kadınlarda yaş ilerledikçe işgücüne katılım azalmaktadır."

Bu dönemde istihdam edilenlerin yüzde 72,8'i erkek, yüzde 27,2'si kadın nüfus oldu. İstihdam edilenlerin yüzde 61,8'i lise altı eğitimli olurken, yüzde 55,5'i ücretli, maaşlı ve yevmiyeli, yüzde 28,4'ü kendi hesabına ve işveren, yüzde 16,1'i ücretsiz aile işçisi olarak görüldü. Açıklamada şu bilgiler verildi: "Ücretli olarak çalışanların yüzde 84,3'ü sürekli bir işte çalışmaktadır, yüzde 64,2'si "1-9 kişi arası" çalışanı olan işyerlerinde çalışmaktadır, yüzde 4'ünün ek bir işi vardır.Yüzde 5'i mevcut işini değiştirmek veya mevcut işine ek olarak bir iş aramaktadır.

Yaptığı işten ötürü herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna kayıtlı olmadan çalışanların oranı, önceki yılın aynı dönemine göre 2 puanlık azalışla yüzde 50,3 olarak gerçekleşmiştir. Bu dönemde, geçen yılın aynı dönemine göre tarım sektöründe sosyal güvenlikten yoksun çalışanların oranı yüzde 89’dan yüzde 88,2'ye düşerken, tarım dışı sektörde bu oran değişmeyerek yüzde 34,6 seviyesinde gerçekleşmiştir. 2006 yılı Haziran döneminde, tarım sektöründeki daralmanın da etkisiyle, Türkiye genelinde işgücüne katılma oranı, geçen yılın aynı dönemine göre 0,7 puanlık bir düşüşle yüzde 49,3 olarak gerçekleşmiştir. Erkeklerde işgücüne katılma oranı 1,1 puanlık bir azalışla yüzde 72,3, kadınlarda 0,2 puanlık bir azalışla yüzde 26,6'dır. Kentsel yerlerde işgücüne katılma oranı 0,3 puanlık azalışla yüzde 45,7, kırsal yerlerde ise 1,1 puanlık azalışla yüzde 55,4'tür.

KAYNAK: TÜİK

19 Eylül 2006

2006 Aralık LES (Lisansüstü Eğitim Sınavı)

TC YÜKSEKÖĞRETİM KURULU ÖĞRENCİ SEÇME VE YERLEŞTİRME MERKEZİ BAŞKANLIĞINDAN DUYURU

2006-ARALIK DÖNEMİ LİSANSÜSTÜ EĞİTİMİ GİRİŞ SINAVINA (LES) KATILMAK İSTEYENLERİN DİKKATİNE!

1. 2006 Aralık Dönemi Lisansüstü Eğitimi Giriş Sınavı (LES), Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) tarafından 3 Aralık 2006 tarihinde Adana, Afyonkarahisar, Ankara, Antalya, Aydın, Balıkesir, Bolu, Bursa, Çanakkale, Denizli, Diyarbakır, Edime, Elazığ, Erzurum, Eskişehir, Gaziantep, Hatay, İsparta, İstanbul, İzmir, Kahramanmaraş, Kars, Kayseri, Kırıkkale, Kocaeli, Konya, Kütahya, Malatya, Manisa, Mersin, Muğla, Niğde, Sakarya, Samsun, Sivas, Şanlıurfa, Tokat, Trabzon, Van ve Zonguldak illeri ile Lefkoşa'da yapılacaktır.

2. Türkiye'de bir lisansüstü eğitimi programında öğrenim görmek isteyenler LES'e girmek zorundadırlar. Adayların LES'ten, başvurduğu lisansüstü programın puan türünde en az 45 (lisans diplomasıyla doktora veya sanatta yeterlik programına başvuracaklar için 55) puan almaları gerekmektedir.

3. 2547 sayılı Kanunun 418 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile değişik 33. maddesi uyarınca, araştırma görevlisi kadrolarına atanmak suretiyle yükseköğretim kurumları tarafından yurtdışına lisansüstü öğrenim görmek üzere gitmek isteyen adaylar ile 1416 sayılı Kanun ve 492 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye dayalı olarak yükseköğretim kurumlarının öğretim elemanı, kamu kurum ve kuruluşlarının uzman personel ihtiyacının karşılanması amacıyla, Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) tarafından resmi-burslu statüde yurtdışına lisansüstü öğrenimi görmek üzere gitmek isteyen adayların da bu sınava girmeleri zorunludur.

4. Yükseköğretim kurumları araştırma görevlilerinin atamalarında diğer değerlendirme ölçütlerinin yanı sıra LES sonuçlarını da kullanacaktır.

5. 2006 Aralık Dönemi LES'e başvuru süresi 18-27 Eylül 2006 tarihleri arasındadır.

6. Bu sınava en az lisans diplomasına sahip olanlar ile sınavın yapıldığı tarihten itibaren bir yıl içinde bir lisans programından mezun olabilecek durumda bulunanlar girebilecektir.

7. LES'e yabancı uyruklu öğrenciler de girebilecektir.

8. Bütün yükseköğretim kurumlan lisansüstü eğitim için öğrenci seçerken, LES sonuçlarını ilgili mevzuat dahilinde kullanacaklardır.

9. Bu sınavda adaylara sayısal ve sözel bölümden oluşan bir yetenek testi uygulanacak, her aday için sayısal, sözel ve eşit ağırlıklı Uç ayrı LES puanı hesaplanacak ve sonuçlar adayların adreslerine sınav sonuç belgesiyle duyurulacaktır. LES sonuçları, smav tarihinden itibaren iki yıl süreyle geçerli olacaktır. Sınav Türkçe yapılacaktır.

10. Hangi lisansüstü programlara hangi puan türünde ve en az kaç puan almış adayların kabul edileceği ile ayrıca bir sınav yapılıp yapılmayacağı yükseköğretim kurumları tarafından karara bağlanacak ve adaylara bu kurumlar tarafından duyurulacaktır.

11. LES'e başvurmak isteyen adaylar, 2,00 YTL karşılığında 2006-LES Aralık Dönemi Kılavuzunu ve Başvurma Belgesini üniversitelerden alacaklar ve kurallara uygun olarak doldurdukları Başvurma Belgesini, 45,00 YTL olan sınav ücretini bankaya yatırdıklarını gösteren Banka Dekontu ile birlikte yine üniversitelere teslim edeceklerdir. Başvuru belgeleri teslim edilirken 2,00 YTİ olan Başvuru Hizmet Ücreti de adaylar tarafından ödenecektir.
LES'e başvuracak adaylardan bir lisans programından mezun olabilecek durumda bulunanlar kendi üniversitelerinden, mezun adaylar ise istedikleri üniversiteden başvurma evrakını alacaklar ve doldurdukları başvurma belgelerini mezun olmayan adaylar kendi üniversitelerine, mezun adaylar . ise istedikleri üniversiteye onaylatarak teslim edeceklerdir. Açıköğretim programları öğrencileri bu onayı bağlı bulundukları .bürolara da yaptırabileceklerdir.


12. Başvurma Belgesinde TC uyruklu adayların TC Kimlik Numarası sorulmaktadır. Nüfus cüzdanında TC Kimlik Numarası bulunmayan adayların başvuru tarihinden önce bu numarayı öğrenmeleri yararlarına olacaktır. Nüfus cüzdanında TC Kimlik Numarası bulunmayan adaylar bu numarayı bağlı bulundukları İlçe Nüfus Müdürlüklerine başvurup "Vukuatlı Nüfus Kayıt Örneği"ni alarak veya http://tckimlik.nvi.gov.tr internet adresinden öğrenebilirler.

13. LES ile ilgili danışma için (312) 298 80 50 (Çok Halli Santral) (ÖSYM) numaralı telefona başvurulabilir.

Cari İşlemler Dengesi Rakamları


Cari açık, 2006 yılının Temmuz ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 84,5 artarak 2 milyar 66 milyon ABD doları olarak gerçekleşti. Böylece 2006 yılı Ocak-Temmuz döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 45,1 oranında artarak 20 milyar 774 milyon ABD doları olarak gerçekleşen cari açık son 12 aylık dönem itibariyle de 29 milyar 615 milyon ABD dolarına ulaştı.

2006 yılı Ocak-Temmuz döneminde Cari açıkta en büyük paya sahip olan dış ticaret açığı bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 33,3 oranında artarak 23 milyar 757 milyon ABD dolarına ulaştı.
Hizmetler kalemi, bir önceki yılın Ocak-Temmuz dönemine göre yüzde 7,9 düşüşle 5 milyar 610 milyon ABD doları tutarında fazla verdi.
2005 yılı Ocak-Temmuz döneminde 3 milyar 375 milyon ABD doları net çıkışla sonuçlanan yatırım geliri kalemi, bu yılın aynı döneminde 3 milyar 392 milyon ABD doları net çıkışla sonuçlandı. Bu dönemde yatırım geliri dengesi kaleminin altında yer alan portföy yatırımları ve faizlerden oluşan diğer yatırımlarda gerçekleşen net çıkışlar, sırasıyla 456 milyon ve 2 milyar 399 milyon ABD doları oldu.
Bir önceki yılın Ocak-Temmuz dönemiyle karşılaştırıldığında cari transferler, bu yılın aynı döneminde % 3,5 oranında azalarak 765 milyon ABD doları olurken söz konusu dönemde, işçi gelirleri ve resmi transferlerden kaynaklanan girişler sırasıyla 575 milyon ve 190 milyon ABD doları olarak gerçekleşti.

Dönemler İtibariyle GSMH Büyüme Hızları

11 Eylül 2006

Büyüme Rakamları

Türkiye, yılın ikinci çeyrek döneminde yüzde 8.5 oranında, yarı yılda ise yüzde 7.5 oranında büyüdü. TÜİK'ten yapılan açıklamaya göre, 2006 yılı ikinci döneme ilişkin hesaplanan gayri safi milli hasıla değeri bir önceki yıla göre sabit fiyatlarla yüzde 8.5 artış gösterdi.

Üretim yöntemi ile hesaplanan gayri safi milli hasıla tahmininde, 2006 yılının ikinci üç aylık döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre cari fiyatlarla gayri safi milli hasıla yüzde 21.3’lük artışla 132 milyar 861 milyon YTL, ABD doları cinsinden ise yüzde 14.2’lik artışla 91 milyar 624 milyon dolar oldu.

Açıklamada şu bilgiler verildi: "2006 yılının ikinci üç aylık döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre sabit fiyatlarla gayri safi milli hasıla %8.5'lik artışla 37.2 milyon YTL olmuştur. 2006 yılının ilk altı aylık döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre cari fiyatlarla gayri safi milli hasıla %17.7'lik artışla 240 158 milyon YTL, ABD doları cinsinden %13.6'lık artışla 172 114 milyon dolar olmuştur.

2006 yılı ikinci döneme ilişkin hesaplanan gayri safi yurtiçi hasıla değeri bir önceki yıla göre sabit fiyatlarla %7.5 artış gösterdi. Açıklamada konu ile ilgili şu bilgiler verildi: "Üretim yöntemi ile hesaplanan gayri safi yurtiçi hasıla tahmininde, 2006 yılı ikinci üç aylık döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre cari fiyatlarla gayri safi yurtiçi hasıla %20.4'lük artışla 132 milyar 652 milyon YTL, ABD doları cinsinden %13.3'lük artışla 91 milyar 470 milyon dolar olmuştur.

2006 yılının ikinci üç aylık döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre sabit fiyatlarla gayri safi yurtiçi hasıla %7.5'lik artışla 37.3 milyon YTL olmuştur. 2006 yılının ilk altı aylık döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre cari fiyatlarla gayri safi yurtiçi hasıla %17.2'lik artışla 240 074 milyon YTL, ABD doları cinsinden %13.0'lık artışla 172 054 milyon dolar olmuştur.

2006 yılının ilk altı aylık döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre sabit fiyatlarla gayri safi yurtiçi hasıla %7.0'lik artışla 69.3 milyon YTL olmuştur.

2006 yılı ikinci döneminde harcama yöntemiyle gayri safi yurtiçi hasıla tahmininde özel nihai tüketim harcamaları sabit fiyatlarla %10.1, devletin nihai tüketim harcamaları %18.0, gayri safi sabit sermaye oluşumu %10.9, mal ve hizmet ihracatı %4.3, mal ve hizmet ithalatı %10.0 artış göstermiştir."

Kaynak: TÜİK

09 Eylül 2006

Beklenti Anketi (Eylül 1.Dönem)

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası her ay içinde iki defa yaptığı beklenti anketinin 2006 Eylül ayı birinci dönem sonuçlarını yayınladı. Beklenti anketinde TÜFE'de dalgalanma sonrası yukarı yönlü hareket eden yılsonu beklentisi bu ay tekhaneye indi ve yüzde 9.77'ye geriledi. Faizde de beklentiler aşağı dönerken, cari açık tahminleri bir miktar artarak 27.11 milyar dolara çıktı.

Ankette ay sonu TÜFE beklentisi yüzde 0.97, gelecek ayın TÜFE beklentisi de yüzde 1.11 olarak tahmin edilirken, 2006 yılı sonundaki TÜFE beklentisi ise yüzde 10.46'dan yüzde 9.77'ye, gelecek 12 aylık dönemdeki TÜFE beklentisi yüzde 7.94'ten yüzde 7.62'ye geriledi. 24 ay sonrasının TÜFE tahmini de bu ankette yüzde 6.02'den yüzde 5.91'e düştü. Ankette iki ay sonrasının TÜFE beklentisi ise yüzde 0.95 olarak tahmin edildi.

Bileşik faiz oranlarıyla ilgili beklentilerde enflasyona paralel bir seyirde. Gelecek 3. ayın altı aylık Hazine Bonosu ihalesi yıllık bileşik faiz oranı beklentisi yüzde 19.42'den yüzde 19.32'ye, gelecek 12. ayın altı aylık Hazine Bonosu ihalesi yıllık bileşik faiz oranı beklentisi ise yüzde 16.68'den yüzde 16.49'a, gelecek 3. ayın 5 yıl vadeli, 6 ayda bir sabit kupon ödemeli YTL cinsi Devlet Tahvili ihalesi yıllık bileşik faiz oranı beklentisi yüzde 18.52'den yüzde 18.35'e düştü. Gelecek 12. ayın 5 yıl vadeli, 6 ayda bir sabit kupon ödemeli YTL cinsi Devlet Tahvili ihalesi yıllık bileşik faiz oranı beklentisi de yüzde 16.42'den yüzde 16.28'e geriledi.

Dolar kurundaki beklentiler de aynı yönde hareket ederek yukarı trendini sürdürüyor. Tahminler ay sonunda 1.4592 YTL'den 1.4718 YTL'ye çıkarken, yılsonunda ise beklentiler 1.5439 YTL'den 1.5269 YTL'ye geriledi. Gelecek 12 ay sonundaki Dolar kuru beklentisi de 1.5906 YTL'den 1.5943 YTL'ye çıktı. Cari açıkta ise yıl sonu beklentisi 26.5 milyar dolardan 27.11 milyar dolara çıktı.

07 Eylül 2006

Merkez Bankası Başkanının Konuşması

2007 ve 2008 yılları için enflasyon hedefinin yüzde 4 olduğunu hatırlatan Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, bu hedefin ''para politikasının temkinli duruşunun, mali disiplin ve yapısal reformların devam etmesi koşuluyla ''ulaşılabilir nitelikte'' olduğunu, tüm politikaların, bu hedeflerin gerçekleşmesine yönelik uygulandığını belirtti. Yılmaz ayrıca, Merkez Bankası'nın siyasi riskleri dikkatle takip ettiğini vurguladı.

Yılmaz, Malatya Ticaret Odası ve Dünya Gazetesi işbirliğiyle Belediye Konferans Salonu'nda düzenlenen ''Para Politikaları'' konferansında yaptığı konuşmada, yılın 7 ayında enflasyonda yaşanan yükselişin, özellikle Nisan ve Mayıs aylarında beklentilerin çok üzerinde çıkması, finansal piyasalarda yaşanan dalgalanmalar, iç ve dış gelişmelerin yarattığı belirsizlik algılamalarının, yakın döneme kadar orta ve uzun vadeli enflasyon beklentilerinde bozulmaya neden olduğunu söyledi.

Bu kapsamda 12 aylık enflasyon beklentilerinin, Nisan ayındaki 5,47 seviyesinden Temmuz ayında yüzde 8,07 seviyesine, 24 aylık enflasyon beklentilerinin ise Nisan ayındaki 4,67 seviyesinden, Temmuz ayında yüzde 6,07 seviyesine çıkarak, enflasyon hedeflerinden kısmen uzaklaştığına işaret eden Yılmaz, şunları ifade etti:

''Bu gelişmeler sonrasında bankamız hem enflasyondaki, hem de enflasyon beklentilerindeki bu bozulmanın durdurulmasına ve orta vadeli hedeflerin gerçekleştirilmesine yönelik, temel politika aracı olan kısa vadeli faiz oranlarını etkin bir biçimde kullanmış, güçlü bir parasal sıkılaştırmaya giderek politika faizlerini 425 baz puan arttırarak yüzde 17,5 seviyesine çıkarmıştır.''

Durmuş Yılmaz, özel kapsamlı TÜFE göstergelerinin çoğunda yıllık artış oranının, döviz kurundaki gelişmelerin enflasyon üzerindeki etkisinin Ağustos ayında azalacağı öngörüsü ile tutarlı bir biçimde gerilediğini belirterek, "Ancak enerji, işlenmemiş gıda ürünleri, alkollü içecekler, tütün ürünleri ve altın hariç TÜFE göstergesi, Türk parasındaki değer kaybının gecikmeli etkileri nedeniyle, azalarak da olsa olumsuz etkilemeye devam etmiş ve bu göstergedeki yıllık artış Ağustos ayı itibariyle yüzde 7,8 düzeyinde gerçekleşmiştir.
Ağustos ayı enflasyon gelişmelerindeki bu iyileşme, yıl sonu itibariyle tek haneli enflasyon rakamlarına ulaşılabilmesi bakımından önemli bir gelişmedir" dedi.


Yılmaz, Merkez Bankasının enflasyonu öngörebilmek için, oluşturduğu senaryolarda her türlü riski değerlendirdiğini ifade ederek şunların altını çizdi:

''Merkez Bankası öngörülerini buna göre oluşturmaktadır. Bu çerçevede daha önce de belirttiğim gibi para politikasının temkinli duruşunun, mali disiplin ve yapısal reformların devam etmesi koşuluyla, 2007 ve 2008 hedefleri ulaşılabilir niteliktedir.

Bu yıllar için hedefimiz yüzde 4'tür ve tüm politikalarımız, bu hedeflerin gerçekleştirilmesine yönelik uygulanmaktadır. Ekonomik birimlerin geleceğe ilişkin planlarında bu hedefleri referans olarak kullanmaları son derece önemli.''

06 Eylül 2006

Sanayi Üretim Endeksi (2006 2.Dönem)

Üç Aylık Sanayi Üretim Endeksi, 2006 yılı ikinci döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre % 9,4 artış gösterdi.

ISIC. REV.3’e göre 2005 önemli sanayi maddesinin üretim bilgilerinden oluşturulan 1997=100 temel yıllı Üç Aylık Sanayi Üretim Endeksi, 2006 yılı II.döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre devlet sektörü endeksi % 11,8 artarak 96,7’den 108,1’e, özel sektör endeksi % 8,8 artarak 144,8’den 157,5’e, toplam sanayi ise % 9,4 artış göstererek 131,5’den 143,8’e yükselmiştir.

Sanayinin alt sektörleri düzeyinde, 2006 yılı II. döneminde, bir önceki yılın aynı dönemine göre, Madencilik sektörü, % 9,5; İmalat sanayi sektörü % 9,4 ve Elektrik, gaz, su sektörü % 9,0 artış göstermiştir.

2005 yılının oniki aylık ortalaması yine bir önceki yılın oniki aylık ortalaması ile karşılaştırıldığında, toplam sanayide devlet sektörü % 5,4 artarak 92,7’den 97,7’ye, özel sektör % 5,3 artarak 135,2’den 142,4’e, toplamda ise % 5,3 artış göstererek 123,5’den 130,0’a yükselmiştir. Sanayinin alt sektörleri düzeyinde, 2005 yılı on iki aylık ortalama değişim oranları ise, Madencilik sektöründe % 13,8; İmalat sanayi sektöründe % 4,8 ve Elektrik, gaz, su sektöründe % 7,6 şeklinde gerçekleşmiştir.


Kaynak: TÜİK

05 Eylül 2006

Yorum (Morgan Stanley)

Uluslararası yatırım bankası Morgan Stanley, Türkiye'de ekonominin normalleşme işaretleri gösterdiğini bildirdi. Morgan Stanley'in Türkiye ekonomisine ilişkin raporundan derlediği bilgiye göre, Türkiye ekonomisindeki, son makro ekonomik göstergeler ve ekonomik politikalar, bahar dönemindeki dalgalanmanın ardından ekonominin normalleştiğini gösteriyor.

Morgan Stanley'in raporunda, Merkez Bankası'nın, beklentilerin aksine faiz oranlarını değiştirmemesinin, ekonominin normal seyrine girdiğinin en büyük işareti olduğu vurgulandı.

Türkiye ekonomisinde, 2001 yılından bu yana uygulanmakta olan sıkı mali disiplin sonucunda, kamu sektörü borçlanma gereğinin aşamalı olarak azaldığının vurgulandığı raporda, bu sürecin, kamu finansmanını sürdürülebilir bir düzeye oturttuğu belirtildi.

Raporda, mali disiplin sonucunda, 2001 yılında, gayri safi yurtiçi hasıla (GSYH) temelinde yüzde 17,5 olan kamu sektörü borçlanma gereğinin, geçen yıl yüzde 0,8'e gerilediği kaydedildi.

Morgan Stanley'in raporunda, kamudaki mali disiplin sonucunda, Hazinenin bu yıl ilave bir borçlanma gereği duymayacağı ve en önemlisi Türkiye'nin ilk kez net borç ödeyicisi bir konuma geldiği ifade edildi.

Mali disiplinin, Türkiye ekonomisi için en güçlü enflasyon indirme politikası olduğunun belirtildiği raporda, her koşulda mali disiplinin sürdürülmesi halinde Türkiye'nin yıllardır aradığı makro ekonomik istikrara kavuşabileceği kaydedildi.

Yüksek emtia ve işlenmemiş gıda fiyatlarının enflasyonun yükselmesinde en önemli unsurlar olduğunun vurgulandığı raporda, Türkiye'den sermaye çıkışı sonrası yükselen döviz kuru ve buna bağlı ithalatın girdileri pahalı hale getirdiği, ancak ücretler açısından bir olumsuz baskının bulunmadığı ifade edildi.

Raporda, en son yaşanan dalgalanmanın, talep üzerinde bir baskı yaratarak, tüketimi azalttığı, bu nedenle talep yönlü bir enflasyon tehlikesinin de bulunmadığı vurgulandı.

Merkez Bankası'nın kararlı mücadelesi ve mali disiplinin, enflasyonun sürdürülebilir bir düzeye çekilmesinde etkili olacağının vurgulandığı raporda, enflasyonun aşamalı olarak ineceği kaydedildi.

Raporda, Türkiye'de, yıl sonunda enflasyonun yüzde 9,2 olarak gerçekleşebileceği ifade edildi.

Morgan Stanley'in raporunda, makro ekonomik alandaki normalleşmenin, enflasyonun indirilmesinde en önemli gelişmelerden biri olduğu da vurgulandı.

Ağustos Ayı Enflasyon Rakamları

2006 Ağustos Ayı TÜFE Gelişmeleri

Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre; 2006 yılı Ağustos ayında TÜFE, bir önceki aya göre yüzde 0.44 düşerken, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 5.30 artmış, bir önceki yılın aynı ayına göre artış yüzde 10,26, 12 aylık ortalamalara göre artış ise yüzde 8,84 olarak gerçekleşmiştir.



2006 Ağustos Ayı ÜFE Gelişmeleri


2006 Ağustos ayında ÜFE, bir önceki aya göre yüzde 0,75 düşerken, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 11,80, bir önceki yılın aynı ayına göre 12,32 ve 12 aylık ortalamalara göre yüzde 6,49 artmıştır.


Kaynak: TÜİK

01 Eylül 2006

Vergi Borçluları

Gelir İdaresi Başkanlığı, devlete en fazla vergi borcu bulunan kişi ve kuruluşların isimlerini açıkladı. Dokumacı Yaşar Bahçıvan, 695 milyon 550 bin YTL'lik vergi ve ceza ile Türkiye'nin en fazla vergi borcu bulunan ismi oldu. Bahçıvan'ı İmar Bankası'nın Ankara Şubesi takip ediyor.

Gelir İdaresi Başkanlığı'nın 359 sayılı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği uyarınca açıkladığı ve 30 Haziran 2006 tarihi itibarıyle ödenmemiş toplam vergi ve ceza tutarı 750 bin YTL'yi aşan borçlular listesinde 3 bin 434 kişi ve kuruluş yer aldı.

Listenin tepesinde bulunan ve Yeşilyurt Mal Müdürlüğü'ne kayıtlı Bahçıvan'ın 695,5 milyon YTL'lik vergiyi ödeme imkanının bulunmadığı açıklanırken, Bahçıvan'ı 387 milyon 886 bin YTL'lik vergi ve ceza ile tasfiye halindeki İmar Bankası'nın Ankara Şubesi, 314 milyon 427 bin YTL'lik vergi ve ceza ile de aynı Bankanın Antalya Şubesi izledi. İmar Bankası'nın ilk 100 borçlu arasında 75 şubesinin bulunması da dikkat çekti.

Listede, Jetpa Holding, Tuta Petrolcülük Orhan Aslıtürk, Muhammet Ciğer, Hema Dişli ve Eze Zentincilik gibi kamuoyunca bilinen kişi ve kuruluşların yanısıra Devlet Demiryolları Genel Müdürlüğü de yeraldı.

Bu arada Gelir İdaresi Başkanlığı, 1 Haziran 2005 ile 31 Mayıs 2006 tarihleri arasında kesinleşen ve toplam miktarları 750 bin YTL'yi aşan tarhiyatların listesini de açıkladı. 230 borçlu mükellefin bulunduğu bu listede de ilk sırayı 860 milyon 808 bin 557 YTL'lik borç ile Söğüt Seramik Sanayii A.Ş aldı. Bu kuruluşu 670 milyon 179 bin 850 YTL'lik borç ile Etik İnş ve Etüd Mak. Tic. Ltd Şti, 344 milyon 591 bin 470 YTL'lik borç ile de Şinasi Kurvaz takip etti.